Ceza avukatlarımız taksirle yaralama suçu ile ilgili olarak müvekkillerimize 1992 yılından beri avukatlık ve danışmanlık hizmetleri sunmakta ve ceza mahkemelerinde kendilerini gerek müşteki vekili ve gerekse sanık müdafi olarak temsil etmektedir.
Konu Başlıkları
- Taksirle Yaralama Avukatı, Suçu, Unsurları, Cezası
- Taksirle Yaralama Suçunun Maddi Unsurları
- Taksirle Yaralama Suçunun Faili
- Taksirle Yaralama Suçunun Mağduru
- Taksirle Yaralama Suçunda Fiil ve Netice
- Taksirle Yaralama Suçunun Manevi Unsurları
- Taksirle Yaralama Suçunda “Nitelikli Haller”
- Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
- Taksirle Yaralama Suçunda Yargılama
- Türkiye’de Ceza Yargılaması
- Taksirle Yaralama Avukatı Olarak Hizmetlerimiz
İstanbul ceza avukatı ekibimiz ceza hukuku davaları konusunda 1992’den bugüne edindikleri tecrübe ve uzmanlık çerçevesinde, müvekkillerimize en etkili sonucu sağlamak için hukuki destek vermektedirler. Ülkemizde ceza yargılaması Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile yapılmaktadır.
Türk Ceza Kanunu cezaları belirlerken, Ceza Muhakemesi Kanunu ise yargılamanın usul ve prosedürlerinin nasıl olacağını gösterir. Ceza davalarına ilişkin olarak avukatlarımız; Şikayet dilekçesi ve eklerini hazırlamakta, Kollukta ve Savcılıkta ifade alınması sırasında hazır bulunmakta ve Ağır Ceza Mahkemelerinde sanık müdafi ve müşteki vekili olarak hizmet vermektedirler.
Taksirle Yaralama Avukatı, Suçu, Unsurları, Cezası
Taksirle yaralama suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 89’da düzenlenmiştir. Korunan hukuki değerin kişilerin beden bütünlüğü, fizik ve ruh sağlığı olması nedeniyle “Vücut Dokunulmazlığına Karşı Suçlar” başlığı altında yer almaktadır.
İlgili kanun maddesine göre taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Maddenin 2. ve 3. fıkrasında taksirle yaralama suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri belirtilmiştir.
Taksirle yaralamaya sebebiyet verme suçu, kasten yaralama suçundan bağımsız bir suç olup, fail yaralama sonucunun meydana gelmesini istememekte; ancak göstermesi gereken objektif dikkat ve özeni göstermediği için bu netice meydana gelmektedir.
Fail burada objektif özen yükümlülüğüne aykırı hareket etmesi nedeniyle öngörülebilir ve önlenebilir yaralama neticesini öngörmediği için, gerçekleşen yaralama neticesinden dolayı sorumlu tutulmaktadır.
Sosyal hayatta her birey belirli ölçülerde dikkatli ve özenli hareket etmeli, başkalarına zarar vermemek için gerekli önlemleri almak durumundadır. Kimi insanlar için ise dikkat ve özen yükümlülüğü daha sıkı sıkıya bağlı olunması gereken bir durumdur. Örneğin, bir doktor gerekli özen ve dikkat yükümlülüğünü göstermez ve bir hastasının yaralanmasına sebep olursa taksirli yaralanmadan sorumlu olur.
Taksirle Yaralama Suçunun Maddi Unsurları
Taksirle Yaralama Suçunun Faili
Taksirle yaralama suçu özgü suçlardan yani belirli niteliklere sahip kişiler tarafından işlenebilen suçlardan olmadığı için taksirle yaralama suçunun faili herkes olabilir. İlgili kanun maddesinde “taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi” den bahsetmiştir. Suçun faili bakımından belirli bir kriter getirilmemiş olup, her birey fail sıfatını kazanabilir.
Taksirle Yaralama Suçunun Mağduru
Mağdur suçun konusunun ait olduğu kimsedir. Ancak gerçek kişiler suçtan mağdur olabilir. Tüzel kişiler ise, suçtan zarar gören konumundadır. Taksirle yaralama suçunda korunan hukuki yarar kişinin beden bütünlüğü, fizik ve ruh sağlığı olduğundan dolayı bu suçun mağduru ancak insan olabilir. Korunan hukuki yararlar dikkate alındığında taksirle yaralama suçunun meydana gelmesi için mağdurun hayatta olması gerekmektedir.
Taksirle Yaralama Suçunda Fiil ve Netice
Taksirle yaralama suçunun fiil unsuru kişinin vücuduna acı veren, sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olabilecek fiillerin gerçekleştirilmesidir. Kanun maddesinde suçu oluşturan fiilin tanımı yapılmadığından dolayı bu suç serbest hareketli suçlar kategorisindedir.
Buna göre sayılan neticelerin meydana gelmesini sağlayacak her türlü fiil, taksirle yaralama suçunun oluşmasına neden olacaktır. Bu suçun hem icrai hem de ihmali davranışlarla işlenebileceği doktrinde kabul edilmektedir.
Kanunda sayılan neticelerin meydana gelmesi bu suçun oluşması için yeterlidir. Taksirle yaralama suçu bakımından vücuda acı verilmesi, sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olunmasıdır. Kanunda belirtilen neticeler seçimlik olarak belirtilmiştir. Herhangi birinin oluşması halinde suç gerçekleşmiş olur.
Taksirle Yaralama Suçunun Manevi Unsurları
Taksirle yaralama suçunun meydana gelebilmesi için suç taksir derecesinde olmalı ve taksirin varlığı net bir şekilde ortaya konmalıdır. Taksir, Türk Ceza Kanunu’nda aynen şu şekilde tanımlanmıştır; dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir.
Taksirle işlenen bir fiilin suç olabilmesi için kanunda açıkça belirtilmesi gereklidir. Taksirle işlenen suçlar kasıtla işlenen suçlara göre daha az cezayı gerektirir. Taksirle işlenen suç bile isteyerek değil, özen yükümüne aykırı davranış sonucu işlenmektedir.
Bu sebepler dikkate alındığında taksirli yaralama suçunda teşebbüsün mümkün olmadığı açıktır. Dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranış ile sonucunda meydana gelen netice arasında mutlak bir nedensellik bağı olmalıdır.
Taksirle Yaralama Suçunda “Nitelikli Haller”
Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,
- Vücudunda kemik kırılmasına,
- Konuşmasında sürekli zorluğa,
- Yüzünde sabit ize,
- Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
- Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır. (TCK m.89/2)
Söz konusu fıkrada hâkime takdir yetkisi tanınmamıştır, maddede sayılan haller söz konusu olduğu halde ceza yarı oranında arttırılacaktır.
Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
- İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,
- Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
- Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,
- Yüzünün sürekli değişikliğine,
- Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. (TCK m.89/3)
İlgili maddenin 3. fıkrasında da kanun koyucu bir önce ki fıkra da olduğu gibi hâkime takdir yetkisi tanımamıştır, söz konusu nitelikli haller gerçekleştiği takdirde ceza birinci fıkraya göre belirlenen cezanın bir katı oranında arttırılacaktır.
Ayrıca “fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” (TCK m.89/4)
Taksirle Yaralama Suçunda Yargılama
Taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır. Ancak birinci fıkra kapsamına giren yaralama hariç, suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikâyet aranmaz. (TCK m.89/5)
Taksirle yaralama suçunun nitelikli hallerinin gerçekleşmiş olduğu durumlarda eğer söz konusu fiilin taksir derecesi basit taksiri aşarak artık bilinçli taksir derecesinde ise söz konusu haksız fiilin soruşturması ve kovuşturulmasında şikâyet aranmaz.
Taksirle yarama suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi’dir.
Türkiye’de Ceza Yargılaması
Ülkemizde ceza yargılaması Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile yapılmaktadır. Türk Ceza Kanunu cezaları belirlerken, Ceza Muhakemesi Kanunu ise yargılamanın usul ve prosedürlerinin nasıl olacağını gösterir. Ceza davalarına ilişkin olarak avukatlarımız; Şikayet dilekçesi ve eklerini hazırlamakta, Kollukta ve Savcılıkta ifade alınması sırasında hazır bulunmakta ve Ağır Ceza Mahkemelerinde sanık müdafi ve müşteki vekili olarak hizmet vermektedirler.
Ceza avukatlarımız ayrıca Sulh Ceza ve Asliye Ceza Mahkemelerinde sanık müdafi ve müşteki vekili olarak müvekkillerimizi temsil etmekte, savcılıklarca verilen takipsizlik kararlarına ve mahkemelerce verilen tutuklama kararlarına itiraz etmekte, temyiz dilekçesi hazırlamakta ve cezaevinde tutuklu ve hükümlü ziyaretleri yapmaktadırlar. Ceza hukukunda uzman avukatlarımız; Alkollü Araç Kullanma, Dolandırıcılık, Gümrük Kaçakçılığı, Güveni Kötüye Kullanma, Kredi Kartı Dolandırıcılığı, Mala Zarar Verme, Taksirle Yaralama ve Vergi Kaçakçılığı ile ilgili suçlamalarda ve ceza davalarında savunma hazırlamakta ve duruşmalarda müvekkillerimizi temsil etmektedirler.
Taksirle Yaralama Avukatı Olarak Hizmetlerimiz
- Şikayet dilekçesi ve eklerinin hazırlanması
- Kollukta ve Savcılıkta ifade alınması sırasında hazır bulunulması
- Ağır Ceza Mahkemelerinde sanık müdafi ve müşteki vekili olunması
- Asliye Ceza Mahkemelerinde sanık müdafi ve müşteki vekili olunması
- Sulh Ceza Mahkemelerinde sanık müdafi ve müşteki vekili olunması
- Savcılıklarca verilen takipsizlik kararlarına itiraz edilmesi
- Tutuklama ve koruma kararlarına itiraz edilmesi
- Temyiz dilekçesi hazırlanması
- Cezaevinde tutuklu ve hükümlü ziyaretleri yapılması
Taksirle Yaralama Avukatı için Bize Ulaşın
Legalixa Hukuk ve Danışmanlık Bürosu olarak İstanbul’da ceza hukuku davalarıyla ilgili geniş bir deneyime sahibiz. Müvekkillerimize en iyi hukuki destek ve danışmanlığı sunma konusundaki kararlılığımızı sürdürüyoruz.
Ceza hukuku davaları, hukuki alanda hassas ve karmaşık bir alandır ve bu nedenle uzmanlığa, dikkate ve özenli bir çalışmaya ihtiyaç duyar. Büromuz, müşterilerimizin haklarını ve çıkarlarını korumak için hukuki bilgi ve tecrübemizi kullanarak savunma stratejileri geliştirirken, adaletin sağlanmasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
Ceza hukuku davalarında en iyi sonuçları elde etmek ve müvekkillerimizin haklarını en iyi şekilde savunmak için yanınızdayız. Hukuk büromuza ve ceza davaları ile ilgili sorularınız için ceza avukatı kadromuza İletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.